• BaÅŸa Dön
  • Hakkımda
  • Dinleyelim Mi?
  • https://www.youtube.com/watch?v=ULDB0d4u1_E&ab_channel=LilZey
  • Home
  • Dinleyelim Mi?
facebook twitter instagram pinterest bloglovin Email

Masal


 

İnsan, bazen bir yere çakılı kalır. Ayaklarının bir adım daha atacak takati kalmaz.

Durduğu yerde etrafına bakakalır. Çoğu zaman kendinden önce, kendi hayatını sorgular.

Seçimler yapar bazen de seçimler yapamaz. Adımları gibi fikirleri de çakılı kalır bir yere. Farklı bir fikir dahi düşünemez.

İnsan, sevmeyi sever çoğu zaman. Bir karanlığın, aydınlığa kavuştuğu zaman bambaşka bir manzarayı sunmasını izlemeyi sever.

Doğayı sever ama böceklerden pek haz etmez. Güzellikler görecelidir ama, çoğunun gördüğü güzellikler aynıdır.

Farklıları dışlar insan,yadırgar fakat ne zıttır ki farklı olmak için kendini yırtar.

Dolu dolu hatta deli dolu yaşamak ister hayatını. Sonra hatırlar erken uyuması gerektiğini, karın tokluğuna çalıştığı işine ya da ileride karın tokluğuna çalışabileceği bir işi bulabilmek için bitirmeye çalıştığı okuluna gitmesi gerektğini.

Belirli kuralları vardır insanlığın.

Belirli kuralsızlığı vardır insanlığın.

Ama hepsinin tek ortak noktası, belirsizliği vardır insanlığın.

Çakılı kaldığınız yerden, çıkmanız umuduyla.

Dolu dolu yaÅŸayabilmeniz umuduyla.

Bir gün, sevmekten çok, sevilmeniz umuduyla.

Uçurumdan aşağı kendinizi atmak yerine, sizi o uçuruma sürükleyen her ne ise onu atmanız umuduyla.

 

Hoşça kalın.

Share
Tweet
Pin
Share
No comentários


 

Bu satırları her zaman acılarımla doldurdum. Kelimeler kesti nefesimi bir bıçak gibi, kağıtlara aktı tüm kanlarım. Büyük bir boÅŸluk var yüreÄŸimde. Bir ateÅŸ var içimde her gün körleniyor. Ne kadar su aksa da gözlerimden, o ateÅŸ hiçbir zaman sönmüyor. 

Bazen bıkıyor insan hayata dair her şeyden. Her gün hevesle ve mutlulukla yaptığı bir takım alışkanlıkları bile yapası gelmiyor. Öyle bir an yaşıyor ki insan, gördüğü ve baktığı her şey anlamsız geliyor. Konuştuğu hiçbir şeyin anlamı yokmuş gibi. En fenası da bu. Kelimelerin anlamlarını yitirmesi.

Bir okyanusun içinde süzülüyor bedenim

Ucu bucağı yok, ölürken bile ait olduğum bir yer yok.

Yaşarken mi olacaktı?

Pes ettiğim her an canlandıran o şey nerede beni ?

Nerede o ÅŸey?

Hep dediğim gibi yarattım engellerimi kendime

Boyumun geçemeyeceği büyük bir duvar

Ardını göremediğim, bilmediğim.

Belki de görmek istemediğim.

''Bakma arkana, yürü''

''Yürü terk et bu kara şehri, yürü, yürü''

derken bile sonrasında

''Nereye gidiyorsun?'' diye sorar Cem Adrian.

''Gitmek, yenilmek deÄŸildir kazanmakta. Gitmek, gitmektir iÅŸte. Hepsi bu..''

Yürü ama adımların bana gelsin... 

Share
Tweet
Pin
Share
No comentários

 



      OkuduÄŸum her satır anlayamadığım binlerce kelime dolu. 

Bir hapishane de yaşamaya çalışıyorum, gardiyanı düşüncelerim.

En büyük kavgalarımda attığım her bir tokat sadece kendime.

İnsanların ortak noktası, ayağımın kayıp düştüğü ve boğulduğum bir nehir.

Verdiğim her sevgi, değeri azalan bir mücevher.

Hevesim içinde bi' ton kırıklık barındırıyor.

Korka korka gülüyorum, gözyaşlarım ileride daha çok akacak diye.

Bir çeşmeyi doldururdu belki de.

İlk önce kendilerini düşünürler sonra bana sıra gelir.

Çoğu zaman gelmez.

Şikayetim yok sadece çok kızgınım.

İnsanlara değil, kendime.

Çünkü benim en büyük kavgam,,,

sadece kendimle.



Share
Tweet
Pin
Share
2 comentários

 

Yine başladım dağılmaya, toplamak çok zor. Canım çok acıyor, kalbim çok sızlıyor ama sürebileceğim tek bir merhem bile yok.

Yine başladım kaybolmaya, bildiğim tüm yerler bile yabancılaşmış artık bana.

Gözlerimden akacak gibi oluyor yaşlar, gözlerimde sızlıyor sadece.

Bir dile gelse içimdeki bunca tuttuğum her şey, rahatlayacağım sanki. Dile gelmiyor, bitmek tükenmek bilmiyor.

Açtığım tüm yaralar bende kanıyor.

Çok kanıyorum. Can çekişiyorum.

Share
Tweet
Pin
Share
2 comentários

Uzun zamandır bakmıyorum aynalara sanki en büyük düşmanım oradaki yansımaymış gibi. Uzun zamandır paylaÅŸmıyorum yalnızlığımı kimseyle. Sanki yalnızlık benim en yakın dostummuÅŸ gibi. Hep kısa keserdim saçlarımı ben, herkes çok yakıştığını söylerdi. Uzun zamandır kesmiyorum saçlarımı. Hiçbir ÅŸey yakıştırmıyorum artık kendime. Çekiyorum bir sandalye karşıma, anlatıyorum. Öyle birisinin oturduÄŸu yok sandalyede. En yakın dostuma anlatıyorum yaÅŸadıklarımı. Odamda ki ışıkları açmıyorum asla. Oda bu durumdan rahatsız olmuyor pür dikkat dinliyor beni. Zaten çoÄŸu zaman çıt bile çıkarmaz. Åžans oyunları oynuyoruz beraber. O yapamazsın diyor ben yaparım. O gider diyor, ben gitmez. O kalır diyor bense çoktan gitti bile diyorum. 

Genelde sessiz kalan dostum, canım acıyınca sayfalarca kelimeler döküyor aÄŸzından. Yanlış ya da doÄŸru umursamıyor bile. Kanayan her yerimi daha çok kanatıyor. DiÄŸer herkes gibi. 

Share
Tweet
Pin
Share
18 comentários

Beynimin içini akıntısıyla delen bir nehir var içimde. Buz gibi akıyor suyu, leş gibi geliyor tadı.

Devrik cümleler kuruyorum kendimle konuşurken en mantıksız halimle.

Duygularım tüm benliğimi ele geçiriyor.

Bir sigara daha yakıyorum akan gözyaşlarım söndürüyor sigaramı.

Sonra bir sigara daha, bir daha ve bir daha.

Hiç düşünmediğim şeyleri düşünüyorum aniden. İnsanları.

Ben içimde büyüttüm hep insanları. Bir ahmak gibi yaşadım hayatımı.

Afilli cümleler kuramadım onlara ama çok afilli yerleştirdim hayatımın en güzel köşesine.

Çabaladım her biri için teker teker. 

Bazen kendimi unuttum onları hatırladım.

Bazen kendimi sildim defterimden, onların adıyla kapladım her bir satırı.

Sonra, bir paçavra gibi andılar beni. 

Sanki böyle gecekonduydum onlar için.

Başını sokup ısınırlardı ama kurtulmak için gün sayarlardı.

Isınırken güzellerdi ama tek bir rüzgarda küfürler eşlik ederlerdi soğuk düşüncelerine.

Ben bilmezdim ilk başta karşılık beklemeyi.

Karşılıksız yapardım her bir boku.

O iyi olsun, onlar iyi olsun ben zaten iyi olurdum.

Olmadım. Olamadım.

Onlar iyi olurken ben git gide iyilikten uzaklaştım.

Onların ağzına ilaçları tıkarken, kendi ağzıma zehrimi vermişim meğer.

Zehir süzülüyor artık dudaklarımdan.

İnsan kendinin celladıymış, günden güne öldüğümde anladım.

Ben her şeyi yaşadıktan sonra anladım zaten.

KeÅŸke diyorum bazen ne kadar sevmesemde keÅŸkeleri

Keşke, yaşayıp öğrenmek için bu kadar didinmeseydim.

Bazen yaşamamak gerekiyormuş aslında.

Hiç bilmemek hiç görmemek.

Ben küçük bir kızken, kendi kendime de eğlenirdim.

Büyüdüğümde buna aldandım. İnsanlar, insanlarla eğlenmez kızım dedim kendime.

Kendi başına eğlenebiliyordun sen, onlarda eğlenmek için harcamazlar dedim.

En büyük kandırmacaymış kendimle oynadığım.

İnsanlar kendine hep bir soytarı ararmış.

Öğrenilecek en acı yerden öğrendim bunu.

Buz gibi bir ok saplandı her yerime deldi geçti.

Bazen hıçkırarak ağlamak için direniyorum.

Onca şeye ağlanmaz mı kızım diyorum niye hala gülüyorsun sadece diyorum.

Ben böyle ağlıyormuşum, yeni öğrendim.

En büyük kahkalarımmış gözyaşlarım.

Sınırlarım daha keskin artık.

Beni geçmeye çalışacak kadar yüreği olmaz kimsenin.

Zaten yüreği yoktu ki kimsenin.


Share
Tweet
Pin
Share
2 comentários

Bazen duyulmaz insanların attığı çığlıklar. AÄŸzından çıkan kalbinin en derin yerine ucu yeni bilenmiÅŸ bir bıçak gibi saplanır. Bazen susarak bağırır insan. Kulağının dibinde olan bile duymaz haykırışlarını. İnsan en duygu yüklü ÅŸeyleri en güzel susarak yapar. Bazen susarak özler insan. ''Özledim'' diyemeden, kelimeleri noktalarla kurup virgüllerle bitirerek. Susarak sever bazen de, ''seviyorum'' diyemeden. Kalbi dehÅŸet verici bir hızla atarken o sadece susar. 

Share
Tweet
Pin
Share
3 comentários


Oysa ne kadarda kolaydı anlaşmak, birbirini anlamak ve dinlemek. Suladığın çiçek gibi düşün insanları, daha güzel büyüsün diye suluyorsun her gün ama bir bakmışsın ki sabah boynunu bükmüş. Çünkü sadece tek bir gün su vermeyi unutmuşsun. Sevgine alışan insanlar, sevgisizliğini gördüğünde sadece boyunlarını bükerler. İnsanın en beter halidir alışmış hali. Sevgiye, nefrete, kine ve öfkeye. En beter halidir, alışmış hali. Bembeyaz yolları kirletirler adımlarıyla. Kıpkırmızı kalbi simsiyaha boyarlar anılarıyla. İnsanlar bazen de kurumuş çiçeğe benzerler. Yaşam belirtisi vermezler ama atmaya da kıyamazsın. Ne kadar baksan da, bir gün belki de dün fazla suladığın için kururlar. Ne kadar seversen o kadar solarlar yani.

Share
Tweet
Pin
Share
2 comentários

 Kullanılmış peçete gibi atıyor insanlar, insanları bir kenara. Geride bırakılan hisleri bile siktir ediyorlar acımasızca. Sevmek ? Aşık olmak ? DuyduÄŸum en boktan eylemler bunlar ama insan kestiremiyor iÅŸte. Bir anda çay içerken kendini onunla içtiÄŸin içecekleri düşünürken buluyorsun. Bir yandan yanıyor sigaran, bir duman bile alamadan sönüyor. İçine çektiÄŸin dert oluyor çünkü, dışarı üflediÄŸin acıları. 

Share
Tweet
Pin
Share
4 comentários


Sanki bir boÅŸlukta yürüyor gibiyim yaÅŸarken. Kapkaranlık bir yol var önümde, beni durduran çok ÅŸey var yaÅŸayabilmek için. Yüzümdeki seven eli bile itiyor hissizliÄŸim. Bu ben miyim? Bilmiyorum. Ben kimim ne zaman böyle oldum bilmiyorum. Ruhum sanki gökyüzünde bense yerin en dibinde. O kadar bağımsızlaÅŸtım kendimden. Tertemiz aynalarda bile kipkirli yansıyor bedenim. Üşümekten deÄŸil, acıdan titriyor dudaklarım. Bir yere ait olmak nasıl bir ÅŸey bilmiyorum bir yere ait olduÄŸum halde. OlduÄŸumdan bile habersizmiÅŸim meÄŸer. 

Çok cahilim yaÅŸamak konusunda, hayat dediÄŸin ÅŸey bir nefesle baÅŸlayıp bir nefesle bitiyor oysa. Tam emin adımlarla ilerlerken bir taÅŸa takılıyor ayağım. Düşüyorum. Geri kalkıyorum ama artık emin adımlar atamıyorum yürürken. Şüpheden kavruluyor yüreÄŸim. AteÅŸler içinde yanarken bile donuyorum soÄŸuktan. Kim vurdu beni tamda göğsümden? Öldürmek yerine yarım bırakan sen mi ? Katilim çok acımasızmış. Kendi mahkemeni sürdürüyor musun hâlâ? Orada beni de yargıla. Çünkü en büyük davalın benim. GörmediÄŸin tek ÅŸey ne aslında biliyor musun ? İki elini birbirine kavuÅŸturup ittirdiÄŸinde kazanan olmaz ama farklı iki eli birbirine kavuÅŸturup ittirdiÄŸinde bir kazanan olur. Görmeden hep sen kazandın. İtmek konusunda sen daha becerikliydin aslında. 

Share
Tweet
Pin
Share
7 comentários



Yalnız başına siliyorsan artık gözyaşlarını, eksilmeye başlamışsındır.

Çift kiÅŸilik yorganı tek başına üstüne örtüyorsan artık, kaybetmeye  baÅŸlamışsındır.

Etrafında seni gerçekten anladığını söyleyen insanlar çoğaldıysa artık, canın çok fena yanmıştır.

Kendini anlamak için çabalıyorsan her gün ama kendin hakkında hiçbir halt bilmiyorsan, boku resmen yemişsindir.

Gecenin abuk subuk bi saatinde çalan kapının ardında kim olduğunu bile merak etmemeye başladıysan artık, eksilmişsindir.

Uzun aynalarda devriliyor boyum, gözlerimin içine ben bile bakamıyorum

Acı kokuyor tenim, gözyaşlarım dizlerimin üstüne düştüğünde titremeye başlıyor dizlerim

Göğüs kafesim her nefes alışımda sıkışıyor, ruhum bile batmaya başlıyor bedenime

Geceleri uyanıyor ve ağlıyorum yatağın en uç köşesinde sessizce

Ağladığın için bile sana kızılıyorsa, ağlamayı unutmaya başlıyormuş insan yavaş yavaş

Yalnız başına kalkıyorsan ayağa artık, güçlenmeye başlamışsındır.

Değiştir hayatındaki kül çiçeklerini, gardenyalar ek hayat bahçene.

Her gün sula onları, gözyaşlarınla büyüyen çiçeklerini kopar at kendinden.

Boynundaki ipleri gevşet ve geride bırakamadığın her şeyin boynuna geçir onları.

Sen, sana ait ol. BaÅŸka birine ait olmadan. 

Share
Tweet
Pin
Share
4 comentários
Older Posts

Ben Kimim?

Ben Kimim?

Pek bir önemi yok.

Bir Halta Yarayalım ?

  • https://www.instagram.com/nilinkedileri/
  • https://www.instagram.com/pisihavhav/?hl=tr
  • https://www.instagram.com/hayvansahiplenme2020/

İletişim

  • pinterest

Su Koymayı Unutmayın

İntihar Notları

  • Ekim 2021 (1)
  • Eylül 2021 (1)
  • Temmuz 2021 (1)
  • Haziran 2021 (1)
  • Kasım 2020 (3)
  • Ekim 2020 (3)
  • Eylül 2020 (7)

Created with by ThemeXpose