- Her şey

by - Eylül 21, 2020


''Zamanı gelen bir düşüncenin gücüne hiçbir ordu karşı koyamaz.'' -Victor Hugo 

Mutlak güç, insanın güçsüzlüğünü kabullenebilmesidir. Çoğu insan ayakları üzerinde durabilen başına her türlü şey gelse de asla yıkılmayan bir insanmış gibi göstermek ister kendisini. En çok kendisini kandırır, etrafındakiler kandı sanar sahnelediği gösteriye. Gerçek bir yalancıya sadece kendisi inanır oysa. Zayıflıklıklarını kabullenebilmektir asıl güç, kaybetmeye alışmaktır asıl güç çünkü hayatta her şeyini kaybetmiş insan en tehlikeli insandır. Senden daha güçsüze, güç katmaktır asıl güç. Aşağılamak, ezmek ve hor görmek değildir. Gücünü başkalarına verdikçe güçlenebilmektir asıl güç. Yitirdikçe, artandır asıl güç. Kendi başına kaldığında, şuurunu yitirmemektir asıl güç. Davanı ahlakınla, mantığınla, tüm değer algılarınla, herkesten kolayca kabul görebilecek şekilde savunuşunla sürdürebilmektir. Çünkü güçlü bir insansan, kimseyi inandırmak zorunda kalmazsın. Çünkü güçlü bir insansan, yok olmazsın. Çünkü güçlü bir insansan, etrafına sahte gülücüklerle deli rolü yapmazsın. Çünkü gerçekten güçlü bir insansan, rol yapmak zorunda kalmazsın. Çünkü gerçekten güçlü bir insansan, başka birisinin canını acıttığını sanıp buna gülerek eşlik etmezsin. Çünkü gerçekten güçlü bir insansan, kimsenin canını acıtma amacı gütmezsin. Boynunuza ipler bağlanmasına ve ayağınızın altından sandalyenizi çekmelerine izin vermeyin. Kendini güçlü sananlara karşılık, sandalyesini çekmek yerine boynundaki iplerinden kurtarın onu. 

Çünkü gerçekten güçlüyseniz, kimseyi güçsüz bırakmazsınız.


''Senin dünyaya bakan penceren kirli ise, benim çiçeklerim sana çamur görünür.'' -Mevlana

İnsanlar, kendi can acısına sahip çıkıp canını yakan herkese öfke duyar. Bazen kaybettiğinde bazen başaramadığında bazen haksız çıktığında bazen yalnız kaldığında ve bazen, her şeyde.
Sabahlara tek bir pencereyle uyanan insanlar, kendi bakış açısına göre konumlandırır hayatındaki her şeyi ve herkesi. Çünkü onun için tek bir doğru vardır o da onun yanlış bulmadıkları. Bu insanları çaydanlıktaki deme benzetirim. Dem aldıkça tatları acılaşır bir süre sonra içilemez dereceye gelirler. Bu yüzden sonları genelde tazelenmekle biter. Yani onlar gider, başkası gelir. En iyi seçenekte budur. Kaybetmeyi asla kabullenemez tek bir yolu olan insanlar. Çünkü onlara göre tek bir yolun varsa nasıl başka yola girebilirsin ki? Ben merkezcidir çoğu. İlerledikleri yollar bile kendileridir aslında. Ondan başka bir seçenek varsa, o seçeneği yok etmeye çalışırlar. Git gide kendilerini yok ederler farkında olmazlar. Çünkü onlar asla kaybetmeyenlerdir kendi gözlerinde. Hep zafer bayrağını çekerler en bilindik mağlubiyetlerinde bile. Kendisinin bile kendisine faydası olamayacak duruma gelince de, penceresini temizlemek yerine daha çok leke ekler. Asıl kaçtığı şey kendisidir aslında çünkü. Hiçbir zaman kabul görmeyip, destek görmediği için. Hiç kimsenin onayını alamadığı için. ''Kimseye ihtiyacım yok'' yalanını deli gibi ideoloji benimserler. 
Ütopyaları yıkıldığı an, dünyada var olamazlar. 


''İnsanlar ışığı görmez, ışıkla görür.'' -Immanuel Kant

Hayatına girdiğimiz her insan için belli sorumluluklarımız vardır. Hepimiz için genel-geçer bir kural olduğundan dolayı karşılıklı bir iletişim şeklidir. Bir insanın hayatına girdiğimizde elbette bir parçada olsa bir şey kattığımız bazense ceketimizi bile almadan çıkıp gittiğimiz gerçeğini inkar edemeyiz. Bana göre; insani her ilişkide uğraşmalıyız. Sen ağacı severek suluyorsun diye ağaç sana severek meyve vermek zorunda değil ama sonuç olarak meyve vermek zorunda. Hislerimize karşılık beklemek her zaman saçma olmuştur kendi fikrimce. Herkesin doğruları farklıdır. Yaşadığın yere, büyüdüğün yere, girdiğin ortamlara tanıdığın insanlara göre değişir tüm doğru ve yanlış tabuların. Gerçekten yanlış giden bir şey olduğunu hissettiğinizde, uyarın. Görmüyorsa, gösterin. Işık olmayın. Herkes karanlıkta parlamak için bu kadar çırpınırken, siz parlamalarını sağlayın. Hep kendiniz için yaşamaya çalışmak yerine birazda sevdikleriniz için çabalayın. 
Çünkü bulaşıkları yıkamak için bile deterjanın süngere, süngerin deterjana ihtiyacı vardır.


''Sonunda düşmanlarımızın sözlerini değil, dostlarımızın sessizliğini hatırlayacağız.'' - Marthin Luther King

Susma, hiçbir zaman sesini çıkarmaktan korkma. Savunman gerektiğini hissettiğin ne varsa savun fakat asla yanlış olduğunu bildiğin bir şeyi savunma.
Susma, etrafında gördüğün hiçbir şey için sesini çıkarmaktan korkma. Avazın çıktığı kadar bağır. Sesini kısmak isteyenlere aldırış etme. Sessizlikten değil, bağırmaktan kısılsın sesin.
Susma, gerçeğini ve doğrusunu bildiğin tüm şeyler için sesini çıkarmaktan korkma. Atılan itiraflara, söylenen yalanlara, gösterilen ikiyüzlülüğe karşı yüzsüz bir insan olma.
Susma, seni var eden tüm gerçeklerin için bağırmaktan korkma.
Susma, sustukça kirlenirsin aslında.











Bunları Da Beğenebilirsiniz..

3 comentários

  1. Çok önemli konulara değinmişsin ama pek anlayan olacağını sanmıyorum içimde ki çoğu şeyi bu satırlara dökmüşsün okurken mühürlendim oturduğum yere çakıldım

    YanıtlaSil
  2. ben çocukluk çağımda sadece benden güçlüler tarafından ezildim çocuğum ya sesim çıkmıyor tabi ama büyüdüğümde herşey değişti ben resmen başka biri oldum şimdi yanımda biri ezilirse o ezenin aşağılık bi mikrop okduğunu yüzüne vuruyorum

    YanıtlaSil

Kendini hür ifade et.