- Doyumsuz Bir İnsan

by - Eylül 03, 2020


    ''Sevilmiş olma isteği kendini beğenmişliklerin en büyüğüdür'' der Nietzsche. Aslında hayatta aşk diye adlandırdığımız duyguda buradan doğar. Bir insan sevilmek ister ve sevgisinde karşılık bulamayınca ya içinde sevmeye devam eder ya da sevgisinden vazgeçer. Sevilmeden sevenler en soylu sevgiyi yaşayanlardır aslında. Kendini beğenmişliği bir kenara bırakarak başka bir insanı beğenir çünkü. Bir karşılık beklemeden, aşk tabusunun genel geçer kurallarını yıkarak.

    İnsan ihaneti en çok sevdiklerine karşı hissedermiş. Aitlik hissinin karşılığı gibi sanki. Birini kendine ait hissedersen ve onu başkasıyla paylaşırsan sana ihanet etmiş gibi gelir. Sevgi paylaşabilmek ve paylaşmaktan mutlu olmaktır aslında. Bir insanın eş anlamının yazılışında senin ismin yoksa, mutlu olmasını dilemekten başka bir seçenek yoktur. Doğamız gereği daha çok olabilmek için başka şeylere ihtiyacımız vardır çünkü. Bir elma ağacının altında elmayı tek başına yersen elma sadece elmadır ama bir elma ağacının altında elmayı başka bir insanla paylaşıp yersen, elma iki kişidir. Elma daha çoktur. Daha çok his, daha çok mutluluk, daha çok kızarmış yanaklar ve daha çok doymuşluk. Hep daha çok. Tüm hisler için daha çok. ''DAHA'' ve yine ''DAHA''. 


    Farkında olmadan insanı yerle bir eden tek duygu daha duygusudur bakıldığında. Bir iş için ilk uğraşırsın, daha çok uğraştığın başka bir işi kaybetmek seni daha çok üzer. Bir insanı seversin, daha çok sevdiğin bir insanı kaybetmek seni daha çok üzer. İnsan doyumsuz yaratılmıştır. Hep daha çok umurundadır. Daha az için çabalamaz hiçbir zaman. İnsan, hiçken insandır aslında. Hiçbir gayesi yokken, hiç düşüncesi yokken, hiç ideali yokken, hiç mottosu yokken, hiçbir şey yokken. Sadece yaşamak ve hayatta kalmak amacı güder o zaman. Böylece doyumsuz bir insanı doyurmamak için tek neden yeterince besin olmaması olur.  


    Bunları Da Beğenebilirsiniz..

    17 comentários

    1. Madem okuduk siftahı da yapalım.
      Ben bir de tüm insanların bencilliğini açıklayan bir yazı istiyorum senden

      YanıtlaSil
      Yanıtlar
      1. Çok teşekkürler. Sonraki yazımda ele alabileceğim güzel bir konu :)

        Sil
    2. Beğeni ve yoğun ilgi ile takip ediyorum, süpersin.

      YanıtlaSil
    3. Tepende kara bulutlar olsa bile gökyüzünün maviliğinden kuşku duyma...

      YanıtlaSil
    4. Bir profesör der ki; "Aşk, sadece geçmiş edebiyatlardan günümüze kadar gelen basit bir kültürdür. Gerçeklik payı hiç yoktur...". Yaşımız ilerledikçe o kadar anlamlı geliyor ki bu söz. Soruyorum kendime ben neden aşık olamıyorum? Nerede hata yapıyorum? İnsanlar neden aşık olamıyor? Belki de hiç olmadığı için değil midir? Sevgi; bu dünyaya gelmiş en güçlü silah ve asla bitmeyen bir hisdir. 'Aşk' dediğimiz şey belki de sadece basit bir sevgidir?..

      YanıtlaSil
      Yanıtlar
      1. Sevgi; bu dünyaya gelmiş en güçlü silah ve asla bitmeyen bir hisdir. Silahını kime tuttuğuna göre değişir. Ya kendini öldürürsün ya da sevdiğini öldürmek zorunda kalırsın. Aşkta oyun oynanmaz deseler bile rus ruletine benzerliği büyük bir çelişki.

        Sil
    5. Elma ağacının altında elmayı 2 bölmektense başka bir elma daha koparırım

      YanıtlaSil
      Yanıtlar
      1. Ben de senin kafanı koparayım duygusuz insan evladı seni :D

        Sil
      2. Bir elmayı ikiye bölemeyecek kadar mı bencilsin :)

        Sil
    6. Bir önceki yazında sevgi hakkındaki düşüncelerimden bahsettiğim yorumu ve bahsetmediğim kısmını burada görüyorum.
      Sevgi bizi cezbedip sonunda genellikle zarar verse de severken hayata bir yaşama nedeni daha veriyor. Sevgi bizim (onlar) gibi olmamızı engelliyor. Sevgi bize düşünceli olma yetisini kazandırıyor. Sevgi bizim acıma dürtümüzü dahi ortaya çıkarıyor. Ha birde sevgin sonunda hayal kırıklığına dönüşebiliyor. O hayal kırıklığı ise devamında seni duygusuz, hislerden mahrum bir insan haline de getirebiliyor. İşte, sevgi garip şey değil mi? İhtiyaç duyup fazlasını verdiğimizde zarar gördüğümüz bir duygu ve kontrol altına da alınamıyor. Düşünsenize, 14. Louis'in parfümünün kokusunu uzaktan beğenip sürekli yanına yanaşmak isteyen insanlar onun ömründe sadece 3 defa duş almış bedeninin yanına yanaştığında veya döneminin Versay Sarayı'nı uzaktan çok ihtişamlı olarak görüp içinin ne derece pis olduğunu ve koktuğunu öğrenenler nasıl hayal kırıklığına uğramışsa sevgi de genelde uzaktan güzel görünüp yanına geldiğimizde bizi böyle hayal kırıklığına uğrattı genelde.
      Yazılarını gerçekten çok beğendim devamını bekliyorum efenim.

      YanıtlaSil
      Yanıtlar
      1. Hayal kırıklığı insanlarda büyük bir kayıpmış gibi etki bırakabiliyor. Çünkü insanlar hayallerini muazzam derecede kusursuz kuruyor. Gerçeklikten çok uzak bir şekilde. Tıpkı sevdiği insanın hayalinde ki tasviriyle gerçekliğinin örtüşmediği zaman ''sen benim sevdiğim insan olamazsın'' demesi gibi.

        Sil
    7. Sevilmeden sevenler en soylu sevgiyi yaşayanlardır aslında.

      Oldukça güzel bir yazı olmuş.

      YanıtlaSil
    8. Hayat gelip geçiyor
      ağlamakla gülmekle,
      zaten komiklik yapmışım ben
      böylesine dünyaya gelmekle

      YanıtlaSil
    9. gene düşüncelerini güzel dökmüşsüün kağıdaa ellerinee sağlıkk

      YanıtlaSil

    Kendini hür ifade et.